Kampavea Hakkında Her Şey

Kampavea Avea’nın deyimiyle geleceğin yöneticilerini yetiştirmek üzere organize edilen 3 günlük bir kamp. Öncelikle Kampavea’ya katılmak için Kırmızı Kuşak olmanız gerekiyor ki önceki yazılarımda bu konudan bahsetmiştim.

Bu yıl Kampavea’ya katılmaya hak kazanan 40 şanslı kişiden biriydim. Polonezköy’de yemyeşil bir yerde geçen 3 gün gerçekten de inanılmaz güzeldi. Birçok kişiyle tanıştım, çok fazla şey öğrendim ve harika zaman geçirdim.

Kampavea’ya başvurular Kırmızı Kuşak seçildikten kısa bir süre sonra başlıyor. İlk olarak bir motivasyon mektubu yazmanız gerekiyor. Bu mektupta neden Kampavea’ya katılmak istiyorsunuz ve telekomünikasyon sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz sorularına cevap veriyorsunuz. Bu mektubu yazmaya gerçekten zaman ayırmanız ve özen göstermeniz gerekiyor. Bence en önemli kriterlerden biri de samimi bir dil kullanmak, klişelerden uzak durmak ve farklılıklarınızı ön plana çıkarmak. Çünkü bu aşamada çok fazla kişi eleniyor. Düşünün ki bu elemeyi yapacak insan kaynakları çalışanları binlerce mektup okuyor ve sizin cevaplarınızın diğerlerinden bir şekilde sıyrılması gerekiyor.

Son aşamaya ise motivasyon mektubu elemesinden geçen yaklaşık 120 kişi katılıyor. Ankara ve İstanbul’da düzenlenen değerlendirmeler yaklaşık 2 saat sürüyor. Ben mülakata Avea Ankara Ahlatlıbel ofisinde girdim. Benimle beraber 3 kişi daha vardı o saatte mülakata gelen. Öncelikle bizi bir odaya toplayarak mülakatların içeriğinden bahsettiler. Toplamda üç aşama vardı. Birinci aşamada klasik CV mülakatı oldum. Kendinizden bahseder misiniz, güçlü yanlarınız, zayıf yanlarınız, tecrübeleriniz, okul dışı faaliyetleriniz, telekomünikasyon sektörü ile ilgili düşünceleriniz, neden sizi seçmeliyiz gibi soruların yanında davranışsal sorulara da cevap verdim. Davranışsal sorular kısaca geçmiş tecrübelerinize dayanarak cevap vermeniz gereken yetkinlik bazlı sorulardır. Bu aşamanın bir kısmı da İngilizce yapılıyor. Bazı sorulara İngilizce cevap vermeniz bekleniyor. Yani kampa katılmak için kâğıt üstündeki İngilizce’den daha fazlasına ihtiyacınız olacak, akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak sizden beklenenlerden.

İkinci aşama ise bir vaka çalışmasıydı. Bir şirkette satış bölümü çalışanısınız ve haftalar önce yarın için yapacağınız programı belirlediniz. Ancak patronunuz size halledilmesi gereken acil işlerle ilgili bir liste verdi ve bunları da kendi programınıza ekleyerek bir günü en verimli şekilde geçirmeniz isteniyor. Elinizde bir zaman çizelgesi ve bir harita var. İşlerinizin önemi, yol mesafesi, firmaların mesai saatleri gibi etkenleri göz önünde bulundurarak kısa bir süre içinde zaman çizelgenizi doldurmanız ve neden böyle bir program seçtiğinizi anlatmanız gerekiyor.

Son aşama ise kolay ve zevkli bir vaka çalışması. İş hayatında günlük karşınıza çıkabilecek iletişim problemlerini çözmeniz gerekiyor. Problemi tanımlayıp, çözüm için ne gibi aksiyonlar alacağınızı söylüyorsunuz.

Bu aşamaların tamamı bire-bir yapılıyor. Yani grup mülakatı değil, kendi başınasınız. Ancak hiç stresli bir ortam yok. İnsan kaynakları çalışanları size çok sıcak davranıyor ve bazen mülakatta olduğunuzu dahi unutuyorsunuz, güzel bir sohbet ortamı oluşuyor.

Başvuru ve seçilme sürecinden sonra işin zevkli kısmına geldik: kamp. Kampavea gerçekten çok güzel bir organizasyondu. İlk gün kahvaltıda vaka çalışmasını beraber yapacağımız grupla tanıştık. Kahvaltıdan sonra eğitim salonuna geçip İnovasyon eğitimi aldık. Akşam ise farklı gruplarla kısıtlı bir zaman diliminde elimizde kameralar ve kostümlerle Avea için reklam filmi çektik. Akşam ise çektiğimiz filmlerin Oscar töreni yapıldı, en iyi erkek oyuncu, en iyi bayan oyuncu, en iyi senaryo, en iyi film vs gibi ödüller dağıtıldı. Ertesi gün vaka çalışmasına başladık. 1,5 gün içinde proje üretmemiz ve sunumumuzu tamamlamamız gerekiyordu. Bize yardımcı olan bir de proje koçumuz ve insan kaynaklarından bir koçumuz vardı. Rahat çalışma odalarında bütün gün fikir ürettik, tartıştık, sunumumuzu hazırladık. Akşam ise Yıldız Asyalı eşliğinde keman dinledik, mangal yaptık, perküsyon çalışmasına katıldık, karaoke yaptık. Süper bir akşamdı. Son gün ise takım elbiselerimizi giydik, Avea’nın genel müdür yardımcılarından oluşan bir jüriye projemizin sunumunu yaptık. Akşam da Geveze eşliğinde ödül töreninden sonra güzel bir yere yemeğe gittik bol bol dans ettik, eğlendik.

Avea çalışanları ile bol bol vakit geçirme ve aklımızdaki soruları sorma fırsatı bulduk. Bize karşı o kadar sıcak ve içtendiler ki Avea`daki çalışma ortamı hakkında güzel bir izlenimim oldu. Çalışma ortamı hakkında detaylı bilgiyi staj ile alakalı bir yazımda anlatacağım.

Kampavea’ya katılmak için belli başlı üniversitelerden olmanıza gerek yok. Kampta birçok farklı üniversiteden katılım vardı. Yani aklınızda kampa sadece ODTÜ, Boğaziçi gibi okullardan öğrenciler alıyorlar gibi bir düşünce olmasın. Bölümünüz de çok önemli değil. İşletme, ekonomi ya da endüstri mühendisliği okumak zorunda değilsiniz. Teknik bölümlerde ya da eğitim fakültesinde okuyan öğrenciler de kampa katılabiliyor. Avea’nın bence en güzel taraflarından biri de bu; okuduğunuz okul ya da bölüm, kampa ya da staja kabul edilmenizde birinci faktör değil. Örneğin ben bilgisayar mühendisliği okumama rağmen Avea’da pazarlama stajı yaptım. Son olarak kaçıncı sınıfta okuduğunuzun da bir önemi yok. Ben başvururken bana 3. sınıfları seçmiyorlar demişlerdi ama kampa gittiğimde gördüm ki 2. sınıf olup katılan bile var! Siz yeter ki kendinizi iyi ifade edin ve ne kadar istekli olduğunuzu gösterin.

Kıssadan hisse: Avea Kırmızı Kuşak programı içerisinde çok güzel fırsatları barındırıyor. Yeter ki siz uğraşın, zaman ayırın, peşinden koşun. Kampavea’da bu harika fırsatlardan biri. Seneye kaçırmayın derim!